FAŞİZMİ BİZ
KAHREDECEĞİZ!
Türk
egemenlik rejiminin siyasal alanında kimlerin at koşturacağına karar verenler,
demokratik siyasi görüş ve eğilimleri bin bir türlü baskı ve entrikalarla
engelleyerek kendi çıkar ve anlayışlarına uygun yapılara zemin hazırlarlar. Bu
rantçı siyasilerin gelişmesi önündeki
Kürt demokratik ve Türkiye demokratik
muhalefeti ortadan kaldırarak, yandaş anlayışlarından kimilerine ‘’sol’’ ,
kimlerine ‘’sağ’’ yaftalar yapıştırır ve onları halkın onayına sunarlar.
Yani;
egemenler Anadolu Coğrafyasında birbirlerinin benzeri olan siyasi görüş ve
partileri allayıp- pullayıp farklılaşmış gibi göstererek, halkın benzerler
arasından tercih yapmasını sağlarlar. İki ya da birkaç yanlış siyası yapı halkın
önüne getirilir, halk da bu yanlış ve benzerler arasında birini tercih etmek
zorunda kalır. Çünkü siyasi alanda doğru demokratik anlayışlar ya yok edilmiş
ya da Bizans oyunlarıyla halkın bu demokratik anlayışları tercih etmesi
engellenmiştir.
Rejimin
kuruluşunun ilk yıllarından itibaren faşizan baskılara isyan eden Kürtlerin
üzerine çok şiddetli gidilerek isyanlar kanla bastırılmış, Koçgiri, Dersim,
Şeyh Sait ve Ağrı’da Kürt muhalefeti yok edilmiştir. Yine sosyalist ve sol
muhalefetin gelişmesine fırsat verilmeyerek Kemalist anlayış ‘’Sol’’ gibi
gösterilerek gerçek sol engellenmiştir. Gerçek muhalif İslamcılar tasfiye
edilmiştir. Böylece tüm muhalif odaklar yok edilmiştir. Birbirinin benzeri olan
Faşist partiler piyasaya sürülmüştür.
Başından
itibaren sürdürülen kanlı, tutuklamalı, işkenceli politika demokratik
seçeneklerin bazılarını ‘’terörist’’ , ‘’hain’’ , ‘’çete’’ , ‘’eşkıya’’
göstererek marjinalize etmeye çalışılmış, ortadan kaldırmış, ittihat ve Terakki’nin
‘’sağ’’ ve ‘’Kemalist’’ fraksiyonlarının önü açılmıştır. Gelinen noktada halkın
önüne İttihat ve Terakki partisinin iki fraksiyonundan başka hiçbir seçeneğe
şans tanınmamıştır. Şimdi Enver, Talat, Ziya Paşaların baskıcı, inkârcı, tek
tipçi, tepeden inmeci anlayışının mirasçısı CHP ile aynı anlayış çerçevesinde İslam’ın Türkleştirilmiş biçimiyle donanmış
AKP kalmıştır. Rejimin teritoryal sivil faşist örgütlenmesi olan MHP’ye de
ihtiyaç kalmadığından (Çünkü muhalefete karşı tetikçilik görevini resmi devlet
güçleri üstlenmiştir) minimum noktaya çekilmiştir. BDP ise ‘’terörist’’
‘’hain’’ muamelesine tabi tutularak Türkiye halklarıyla buluşması engellenmiş /
engellenmektedir.
Halka açıkça
denmektedir ki; buyurun ister Ergonokonculardan yana olun, ister ilk
çıkışındaki islamı bozarak, dini devletleştiren AKP’den yana olun. Bu iki
yanlış anlayış arasında seçim yapabilirsiniz, başka bir seçeneğe izin vermeyiz.
Bu durumda darbeci Ergenekonculuktan kaçanlar Türk İslam sentezine kaymakta ve
dolayısıyla onun temsili olan AKP’nin yanına düşmekte, bunlardan kaçanlar ise
Ergenekoncu anlayışın tuzağına düşmektedir.
Her şeye
rağmen halk mutlaka bir gün yanlışın karşıtının başka bir yanlış olmadığını
öğrenecek! Bugüne kadar öğrenmesinin suçlusu halk değildir. Suçlu olan bizler
yani; halk adına hareket ettiklerini söyleyen, onun adına örgüt, parti kuranlar
ile aydınlardır. Bizler görevimizi ne kadar yapıyoruz? Halka yaklaşımımız ne
kadar doğru? Bu başka bir tartışma, başka bir yazıda bunu ele alabiliriz.
Gelelim
konumuza.
Ne CHP soldur, ne de AKP liberal – demokrat
bir partidir.
İkisini de ele
alalım.
CHP’ye bakın, söylemlerini inceleyin; tarihini, pratiğini bilince çıkarın, sol adına bir virgül bulabilir misiniz? Silivri’de Ergenekonculara, Ankara’da 28 Şubatçılara sahip çıkan bir parti nasıl ‘’Sol’’ , ‘’Sosyal Demokrat’’ parti olabilir? Darbe yapanlar, darbeye teşebbüs edenler bile darbeciliği savunmazlarken CHP’nin darbeleri ve darbecileri savunması hangi sol anlayışla izah edilebilir? Darbelerden bazılarını ‘’iyi darbe’’, bazılarını ‘’kötü darbe’’ olarak gören CHP Sosyal Demokrat olabilir mi? Darbe karşıtlığı ilkesel bir tavırken militarizmin sözcülüğünü yapan CHP’nin değil sosyal demokrat olması, liberal bir parti olabilir mi? Hitler – Musollini faşizminin kimi uygulamalarının Anadolu’ya uygulanış biçimi olan Kemalizm’i savunan bir parti nasıl ‘’sol’’ olabilir?
CHP’ye bakın, söylemlerini inceleyin; tarihini, pratiğini bilince çıkarın, sol adına bir virgül bulabilir misiniz? Silivri’de Ergenekonculara, Ankara’da 28 Şubatçılara sahip çıkan bir parti nasıl ‘’Sol’’ , ‘’Sosyal Demokrat’’ parti olabilir? Darbe yapanlar, darbeye teşebbüs edenler bile darbeciliği savunmazlarken CHP’nin darbeleri ve darbecileri savunması hangi sol anlayışla izah edilebilir? Darbelerden bazılarını ‘’iyi darbe’’, bazılarını ‘’kötü darbe’’ olarak gören CHP Sosyal Demokrat olabilir mi? Darbe karşıtlığı ilkesel bir tavırken militarizmin sözcülüğünü yapan CHP’nin değil sosyal demokrat olması, liberal bir parti olabilir mi? Hitler – Musollini faşizminin kimi uygulamalarının Anadolu’ya uygulanış biçimi olan Kemalizm’i savunan bir parti nasıl ‘’sol’’ olabilir?
Peki AKP?
Demokratik kuralları kendi lehine işleterek,
rejimi ele geçirdikten sonra despotluğu iyice teşhir olan ve mevcut adaletsiz
rejimin ömrünü uzatmak için her hileye başvuran bir parti demokrat olabilir mi?
Kürt hareketini ezmek için tüm dünyayla işbirliği yapan, bu uğurda tüm
olanaklarını seferber eden AKP nasıl demokrasi yanlısı olabilir? Said-i Kurdi
(Nursi) yaşadığı süre boyunca aç, sefil kalmış, tutuklanmış, sürgün edilmişken,
onun yolundan gittiğini söyleyerek trilyonlar elde eden AKP ve yandaşlarının
durumu hangi İslami değerle bağdaşır? vs.
Özcesi Faşizmin
iyisi kötüsü olmaz! Faşizm Faşizmdir!
1991
seçimlerinde SHP listesinden tercihli desteklediğimiz arkadaş bir gün kürsüde
sözlerine şöyle başladı : ‘’ Arkadaşlar bu Faşizm, çok kötü bir faşizm’dir…’’
konuşması bitince ben Süleyman’a ‘’Faşizmin iyisi de mi var?’’ diye sormuştum.
Evet! Faşizmin
iyisi kötüsü yok. Faşizmin her biçimi demokrasi, halk, özgürlük düşmanıdır. Kahrolsun
Faşizim demeyeceğiz, Kahredeceğiz her türlü Faşizmi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder