MAKALE

ŞOK EDEN HABERLER VE HAKLI SORULAR

                Geçen haftalarda televizyonda haber izlerken, okunan bir haberi çok çarpıcı ve ilginç buldum. Cümleler spikerin dudaklarından tane tane dökülürken, haberin uluslararası bir kuruluşun ya da bir insan hakları savunucusunun Türkiye ile ilgili raporu veya açıklaması sandım. Ancak, başbakan Erdoğan ekranda göründü ve ‘’ kendi halkına kurşun sıkan, eziyet ve işkence yapanlar huzur getiremezler, devlet terörü devam ettikçe, masum insanlar katledildikçe, barış olamaz…’’ dedi Haberin tümünü dinlediğimde başbakanın, Esat ve Suriye rejimini eleştirdiğini anladım.

                Başbakanın Esad’a yönelttiği eleştirileri alın Türkiye’ye uygulayın. Şöyle bir haber çıkabilir: ‘’Şırnak’ta, Dersim’de, Mardin’de, Siirt’te… Devlet görevlileri 'kendi halkımız !' dediği Kürtlere havadan, karadan bomba, kurşun yağdırıyor, eziyet ve işkence yapıyor, Kürt Coğrafyasında devlet terörü devam ediyor…’’

                       

                Başka bir gün duyduğum  başka bir haber: ‘’İstanbul’da Kılıç Ali Paşa Camiinde bir ilk gerçekleşti ve İngilizce hutbe okutuldu..’’ İngilizce binlerce km. ötelerde bazı devletlerin resmi dili. Kürtçe bu coğrafyada binlerce yıldır konuşulan bir dil. Bütün dillere gösterilen bu müsamahaya karşın Kürtçeye duyulan bu tepki neden? Neden Kürtçe  hutbe, mevlüt v.s. okumak isteyen din adamlarına, dinleyen Müslüman Kürtlere hain muamelesi yapılıyor? Sizler bu ülkeyi Kürtlerle değil de, İngilizlerle birlikte mi kurtardınız yoksa?

                          

                Ermeni soykırımı yasa tasarısı Fransa’da tartışılırken başbakan, bakanlar, AKP yanlısı tartışmacılar ’’…kendi geçmişinize bakın, Ruanda’da, Cezayir’de yaptıklarınızın hesabını verin..’’ diyorlardı. Güzel,  herkes kendi geçmişinin hesabını versin.  İyi de Fransa’nın Katliamcılığı neden daha önce aklınıza gelmedi de bu yasa tasarısı gündeme gelince diliniz açıldı? Fransa için bu sözleri kullananlar aslında şöyle demek istemiyorlar mı?  ‘’Sen benimkini söyleme, ben de seninkini söylemeyeyim’’ Mesele BDP Genel Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi ‘’ tencere dibin kara, seninki benimkinden kara’’ meselesidir.

             

                Ermeni tasarısı her gündeme geldiğinde Türk yöneticiler (Aslında Türkleştirilmiş yöneticiler demek daha doğru) ‘’bırakın, tarihi tarihçiler yapsın, tarihi tarihçilere bırakalım’’ diyorlar. Yahu kardeşim yalana, dayalı resmi Türk tarihini de tarihçiler yapmadı mı? Sosyoloji bilimini alt üst eden  bu yalan tarihe bir tek kurşun sıkılmamışken 1. ve 2. İnönü savaşları diye yazanlar da tarihçileriniz değil mi? Bu tarihçilere kim inanır? İttihat ve Terakkiyi her gün eleştiren hükümet üyelerinin bu çetenin yaptığı katliama neden sahip çıktığını anlamak mümkün değil. Ermeni soykırım yasa tasarısına destek veren Sarkozy’ye ‘’yabancı düşmanı’’ deniyor. Sarkozy yabancı düşmanı ama Türkiye rejimi de ‘’yerli’’ düşmanı değil mi?

          

                Cumhurbaşkanı Gül Almanya gezisinde toplanan Türklere hitaben (Yüzde kaçı Türk, kaçı Kürt ya da başkası?) ‘’…burada yaşayan Türk vatandaşlarıma sesleniyorum; kimliğinizi, kültürünüzü, dilinizi unutmayın, asimile olmayın’’ dedi. Peki bu cümleyi alıp Kürtler için Türkiye’de kullansak ve ‘’ey Kürtler, kimliğinizi, kültürünüzü, dilinizi unutmayın, asimile olmayın’’ desek olmaz mı?

                   
                Alın size bir haber daha. ‘’ Saray savaşlarını, sürdüren Kemalistlerle (Faşistlerle)              İslamcıların düellosu devam ederken, Fetullah Gülen’in devleti ele geçirdiği iddialarına karşı Bülent Arınç ‘’insan kendisinin olan bir şeyi ele geçirir mi?’’ dedi. Cemaatin devleti ele geçirdiğini söyleyenlerin bilinç altında ‘’ bu devlet bizimdi, cemaat elimizden alıyor’’ düşüncesi yatmıyor mu? Bülent Arınç da bu söylemiyle ‘’devletin cemaatin’’ eline geçtiğini itiraf etmiyor mu? Benden söylemesi!

        

Şe(y)hzade Bülent Arınç bir hafta önce meclis kürsüsünden söylediği ‘’ Kürtlerin  dil , kültür, siyasal haklarını vereceğiz’’ sözünü unuturcasına buyurdu ve ‘’Kürtçe medeniyet dili değildir’’ dedi. Yukarıdaki düşüncelerden hangisi Arınç’ın kişisel, hangisi resmi görüşü bilinmez. Ama bilinen bir şey var ki , o da AKP sözcülerinin  zikzaklarından biri olduğudur. Herkesin dili kendisine sayın Arınç ! Kürtleri çok mu düşünüyorsun? Bırak, Kürtçenin nasıl bir  dil olduğuna dilbilimciler karar versin.

                 

                Peki öyle ise gelin dilbilimcileri toplayalım, iki dilin de sözlüklerini ortaya koyalım, sözlüklerden yabancı sözcükleri çıkaralım, bakalım hangi dilde geriye kaç sözcük kalacak? Binlerce yıllık baskı ve asimilasyona rağmen Kürtçe hala dünyanın en zengin dilleri arasında değilse ben bütün iddialarımdan vazgeçip, sözümü geri alıp özür dileyeceği. Bülent Arınç’ın iddiası doğru çıkmazsa ne yapacak? İstifa edip, Kürtlerden özür dileyecek mi? Buna hazır mı? Deneyelim ve görelim. Var mısın sayın Arınç?

                

                Erzurum’da bir okul müdürü ‘’Aile neyse çocuk da odur, gen haritası çıkarılsın, çocuk doğduğunda vatana, millete hayırlı değilse yok edilsin’’ dedi. Beşikten mezara kadar ‘’Rum dölü, Ermeni piçi, kuyruklu pis kürt’’ teraneleriyle yetişen insanlardan başka ne bekleniyor ki? Bu çağdışı atmosferden geçen çocuklar Hrant Dink’i öldürmez mi? Kürtleri de katletmez mi? ‘’vatana, millete, devlete düşman gördükleri milyonlarca muhalifi yok etmezler mi? Okul müdürü gibi düşünen yüzbinlerce asker, polis, devlet memuru yok mudur? Devlet içinde kaç yüzbin Hitlercik var? Bu Hitlercikler varken demokrasiyi, insan haklarını nasıl gerçekleştireceksiniz?

          
                Kürtlerin ihanetçi olduğunu iddia edenlere bir çift sözüm var. Kürt halkı tarihinde (kendileri dışında) hiç kimseye ihanet etmedi. 1071 yılında Anadolu kapılarını sizlerin toprak ve devlet sahibi olmanıza yardımcı olmak için açmak mıdır ihanet? Osmanlıdan tüm uluslar ayrılırken ‘’din kardeşiyiz’’ diyerek sizinle birlikte savaşarak T.C.’nin kuruluşuna en büyük desteği vermek midir ihanet? Kim kime ihanet ediyor?.

                Ben artık doğruyu yakalamanın en kestirme ve en kolay yolunu buldum. Yirmiyi aşkın Kürtçe yayın yapan TV kanalının haberini kaçırmışsam, Türk TV’lerini izliyor, tersini düşünüyorum, bakıyorum ki doğruyu bulmuşum